- fırdolayı
- [fı'rdolayi]zf. 周围, 四周, 到处: O, annesinin çerçevesinde fırdolayı dönüyor. 他围着母亲团团转。
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.
fırdolayı — zf. Çepeçevre Tulumbanın yöresindeki taş sekinin dibine fırdolayı kadife çiçekleri dikilmişti. Y. Kemal … Çağatay Osmanlı Sözlük
çepeçevre — sf. 1) Bütün yanlarını kuşatan Çepeçevre dağlar arasında Manisa, akşamları morararak susar. P. Safa 2) zf. Bütün yanlarını kuşatacak biçimde, fırdolayı Gazetelerle dergileri gözden geçirip bakanlıkla ilgili yazıları çepeçevre kırmızı kalemle… … Çağatay Osmanlı Sözlük
direkli — sf. Direği olan Altı direkli çadırın etrafı fırdolayı açıktı. R. H. Karay Birleşik Sözler çift direkli … Çağatay Osmanlı Sözlük
dolayı — sf., hlk. 1) Çevrede, etrafta bulunan Atlar koşacak. Pehlivanlar güreşecek. Şehirden, dolayı köylerden çağrılanlar geliyorlar. M. Ş. Esendal 2) zf. Ötürü Daha dün bu sözümden dolayı okşuyorlardı. R. H. Karay Birleşik Sözler dolayı dolayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
voli — is., den., Rum. 1) Balıkçı kayıklarının balıkları çevirmek için denize fırdolayı ağ salmaları 2) argo Vurgun, kazanç, kâr Birleşik Sözler voli ağı voli yeri Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller voli çevirmek voli vurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
girdâgird — (F.) [ دﺮﮔادﺮﮔ ] çepeçevre, fırdolayı … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
GERDÂ-GİRD — f. Fırdolayı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
GİRDA-GİRD — f. Fırdolayı, çepeçevre … Yeni Lügat Türkçe Sözlük